av malzemeleri ile ilgili herşey
  Denizci Sözlüğü
 
Yakamoz
17-05-2006, 16:54
Arkadaşlar denizcilikte kullanılan terimlerin neler olduğu ve ne anlama geldikleri ile ilgili bilgileri sizlerle paylaşmak istedim umarım faydalı olur
Saygılarımla

Denizcilik Terimleri
ABASO Alt ve asagi [Abaso Gabya yelkeni]
ABLI Seren ve bumba cundalarindan asagi iki tarafa inen halatlar
ABORDA Bir teknenin digerine veya bir iskeleye yanasmasi
ABOSA Bosayi tut veya geçici olarak durdur, bosaya vurmak
ABRAMAK Kontrol altina almak, komutasi altinda tutmak, üstünden gelmek
AÇIKTA EYLENMEK Bir teknenin sahilden veya iskeleden yada limandan açikta beklemesi
ADMIRALTI DEMIRI Çiposu kollarina dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi
AGANTA Zincir veya halatin kisa bir zaman süresi için elde tutulup birakilmamasi [Aganta iskota, aganta borina borinata]
AGIZ KUSAGI Armuz kaplamanin en üst sirasi [bindirme kaplamanin da]
ALABANDA Bordanin iç kismi veya dümenin 35° ye kadar basilmasi
ALABURA Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi
ALAMA KÜREK Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut
ALAMATRA Karadeniz'de imal edilen balikçi teknesi.
ALARGA Açikta demektir. [Alargada bekle, alarga dur][Italyanca largo]
alargaya çikmak, [açiga çikmak]
ALAY SANCAGI Isaret sancaklari ile donatilmaya, alay sancaklarinin çekilmesi denir.
ALBERABER Hep birlikte kürek çekmek için verilen komuta
ALESTA Hazir olmak, hazir olarak apikoda beklemek
Alesta tramola [Tramola etmeye hazir ol]
ALTABASO Bir yelkenin alt yakasi, alt ve asagi anlaminda da kullanilir.
AMORA YAKASI Dört köse bir yelkenin alt ve ön tarafindaki yaka
[Karula yakasi]
ANA GÜVERTE Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi
ANA OMURGA Postalarin baglandigi, bastan kiça kadar uzanan agaç / demir kisim
ANELE Hareketli demir halka
ANELE BAGI Aneleye yapilan bir çesit bag
APAZLAMA Kemere istikametinden gelen rüzgar [Yelken seyri]
APIKO Demirin vira edilisinde deniz dibinden kurtulup dimdik durdugu vaziyet, veya dikkatli olarak beklemek.
ARIYA Yelkenin, sancagin veya çubuklarin asagiya indirilmesi
[Ariya sancak, ariya kürek]
ARMA Sabit donanim [Direkçarmihlari, istralyalar]
ARMUZ Güverte ve borda kaplama tahtalarinin arasindaki çizgi
[Armuztutmak, armuz kaplama]
ASKI MAPASI Bir demir kaldirmak için bedenine konmus olan mapa
ASIRTMA PRAÇERA YELKEN Kavançali seren yelkeni
ASOZ Kaplama tahtalari için omurga ve bodoslamalar açilan oyuklar.
AVARA Gemi, bot veya tekninin yanasik oldugu yerden ayrilmasi
[Avara etmek]
AYBOCU Zincirin irgat çalistirilarak asagi alinmasi, indirilmesi
AYI BACAGI Yelkenlerin farkli kontralarda açilmasi [Pupa seyir]
AYNALIK Kiç bodoslama üzerine konan ve dümen igneciginin üzerine kondugu tahta levha [Ayna kiçli tekneler]
AYNALIK TAHTASI Bir teknede kiç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmus olan tathta levha
BABA Halat volta etmek için agaç veya metalden yapilmis silindirik biçimde güverte veya rihtima baglanmis bir eleman
BABAFINGO Yelkenli bir teknede eger direk üç kisimdan ibaret ise; en üstteki parça.
[Italyanca: pappafico][Örnek: okul gemileri]
BADARNA ETMEK Bir halatin asinmamasi için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarilmasi
BAKLA Zincirin bir halkasi
BALON-USTURMAÇA Halattan, hasirdan veya sentetik malzemeden yapilmis, içi doldurulmus veya sisirilmis bir usturmaça çesidi
BANDOLET -----------------
BANDRA Milliyeti gösteren sancak
BARBARISKA Tututlmakta olan bir halatin kaymamasi için yapilan bir bag çesidi
BASTINA Palangalarda kullanilan bir nevi dilli makara
[Karniyarik bastika]
BASTON Ana civadranin üzerinde ileriye dogru uzatilmis çubuk
BAS Bir teknenin ön ve ileri kismi
BAS BODOSLAMA Omurganin bas tarafindan teknenin basini meydana getirmek için yukari istikamete dogru konulan agaç parçasi
BAS KASARA Genellikle gemilerdeki bas tarftaki yüksek kisim
BAS OMUZLUK Kemere ile bas bodoslama arasindaki yuvarlak kisim
BAS PARIMA Bir botun bas üzerindeki analeye baglanmis kisa halati
BASLI Bastarafin kiça nazaran daha batik olmasi
BASTANKARA ETMEK Tekneyi bir sahile beya kumsala bas taraftan oturtmak veya yanastirmak
BASÜSTÜ Bir botun bastarafinda oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform
BERMUDA ARMA Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düsünülmüs arma tipi
[Marconi arma] Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbasi vardir.
BINDIRME KAPLAMA Armuz kaplamanin biribir üzerine konularak yapilma sekli
[Bama tiriz]
BITA Madeni babalarin bir tanesine, halat ve zincirlerin volta edilmesi için kullanilan silindirik madeni eleman
BOCURUM Yelkenli teknelerde kiç bodoslama / kiç aynalik üzerinde bulunan direge çekilen yelken
BORDA Su kesiminden yukarida kalan kisim
BORDA FENERI Sancakta yesil, iskelede kirmizi olarak yakilan 112,5 açili fener
BORDA ISKELESI Bir tekneye girip çikmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi [Pasarella]
BOSA/BOSA TUTMAK Bir halat veya zincirin bedeni üzerine bosa tutarak abramak
BOS ALAMAK Gevsek bir halati germek için fazlasini çekmek
BOS VERMEK Halati kaçirmak
BRANDA Eskiden yelken yapilan bir cins kumas yada kumastan yapilan ve gemicilerin hamak olarak kullandiklari yatak.
BUMBA Yan yelkenlerin alt yakalarini germek için kullanilan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takilan seren
BURGATA Halat ve zincir ebadini ölçmek için kullanilan bir ölçü
BÜKÜN Halatin veya bir yomanin saga veya sola dogru kollarinin bükülmesi
CAMADAN Camadan vurmak. Yelken alaninin küçültülmesi
CAMADAN BAGI Bu küçültmeyi yapmada kullanilan bir bag çesidi
CAMADAN KALÇEALARI Bu bagi yapmak için yelken üzerinde siralanmi ve yelkenin her iki yüzünde bulunan bagciklar.
CANKURTARAN SIMIDI Denize düsenleri kurtarmak için çok hafif ve yüzer maddeden yapilmis, yuvarlak simit biçiminde ve bir salvoya bagli aygit.
CEVIZ Halatlarin ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapilan bir cins dügüm seklindeki isleme
CIVADRA Teknenin bas tarafinda disariya dogru egik olarak uzanan sabit seren, genellikle yelkenli teknelerde floklari açmak için kullanilir.
CUNDA Uç demektir. Direk cundasi, seren cundasi, bumba cundasi. Cunda yakasi: yelkenin seren yakalarina gelen uçlarina denir.
ÇALIM Geminin bas ile kiçi arasinda inik meyil veya kiç tarafta su kesiminin altindaki dar kesim.
ÇAMÇAK Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapilmis bir cins kepçe
ÇARMIK Direklerin her iki bordasina baglanabilmesi için gerilmis tel halatlar.
ÇENE Omurga ile bodoslamamin birlestigi köse
ÇIMA Halat, elincesi veya yomalarin uç kismi
ÇIMARIVA Personelin tekne boyunca yanyana selamlama için dizilmesi
ÇIPO Özellikle admiralti demirinde bedenin üst kismindan anelesinin altinda geçen kollara dik olarak baglanmis hareketli veya sabit agaç veya metal kollar.
ÇÖRDEK YAKASI Seren yakalarinin geriye bakan kisimlari, üç köse yelkenlerdeki en üstteki pik yakasi
ÇUBUK Ana direklerin üzerine konulan ekleme direkler
DABILBATIM Gemilerin karinasi yirtildiginda teknenin su almamasi için postalarin iç tarafina ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasindaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakit deposu olarak da kullanilir.
DENIZ DEMIRI Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalar borda vermemesi için bastan veya kiçtan denize attiklari koni seklindeki branda torba.
DESE ETMEK Halatin veya zincirin iyice gerilmesi
DINGI Bir çifte kürekle kullanilan patalya
DIREK FISTANI Diregin güverteye girdigi veya etrafina çevrilen kusak
DOBLIN Bir halatin iki çimasi arasindaki sarkik kisim
DOBLIN ALMAK [Vermek, Tutmak] Bir halatin iki çimasinin gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarilmasi
DÖKÜNTÜ Deniz yüzeyine yakin kayalik kümeler
DÖSEKLI Alti düz olan tekne
DIRISA ETMEK Yön degistirmek, rüzgarin dirisa etmesi, bumbayi dirisa etmek
DÜMEN Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapilmis olup kiç tarafa monte edilen yelpaze seklindeki bir parça
DÜMEN BASLIGI Yeke evini kusatmak - kuvvetlendirmek için dümen saftinin etrafina geçirilen maden baslik [=dümen tasi]
DÜMEN BODOSLAMASI Kıç bodoslama
DÜMEN BOGAZI Dümen yelpazesinden yukarida kalan kisim
DÜMEN DOLABI Dümen yekesine baglı mekanizmasini çevirebilmek için yapilmis olan aygit.
DÜMEN DONANIMI Dümen yekesi ile dümen dolabi arasinda kalan tel halat mekanizma, uskurlu saft ve kolar ile bunlarin geçtikleri makarali sistemin tümüne verilen isim

Yakamoz
17-05-2006, 16:55
DÜMEN YELPAZESI Dümenin esas ana parçası
DÜMEN ZAVIYESI Dümen yelpaze sathinin omurga ile yapmis oldugu açi
DÜMENCI PUSULASI Dümen dolabinin hemen önüne konulmus olan miknatisi pusula
DÜMENTASI Yekenin dümene baglandigi en üst kisim
EGLENMEK Bir teknenin stop ederek veya çok agir yol ile gidecegi yere varmasi
EL DONANIMI Mekanik olan irgat gibi aygitlarin el ile çalisabilmesi için yapilmis olan donanim
EL DÜMENI Kol gücü ile bir taraftan diger tarafa basilan dümen
EL INCESI Bir tekneden digerine veya sahile atilan ucunda kursun bir agirligin ceviz ile kapli oldugu ve sonuçta bir halatin baglanarak gönderildigi, parekete savlosu gibi incecik bir halat
EL ISKANDILI Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çimasina 5 kg lik bir kursun asilmis ve üzerine kulaç taksimati yapilmis olan savlo
FAÇA ETMEK Seren yelkenlerin bir taraftan prasya oldugu halde kapatilmasi
FAÇUNA ETMEK Badarnanin tel veya mürnel ile siki sikiya baglanmasidir.
FALAKA Iki matafora cundalari arasinda bulunup can halatlarinin baglandigi tel halat.
FARS TAHTALARI Agaç bir teknenin sintine üzerindeki aralikli tahtalari
FILIKA Savas gemilerindeki kürekli veya yelkinli tekneler
FIRDÖNDÜ Zincirin gamba almamasi için aralara konan bir eksene bagli olarak dönen iki yarim bakladan olusan kilit
FIRENGI Güvertedeki suyun denize akitilabilmesi için yali kütükleri üzerinden bordaya açilan oluklu delikler
FLADOR Çarmihlarin gerilmesi için kullanilan sistem
FLAMA Üç köseli sancak
FLASA Halati meydana getiren incecik ipler
FLOK Bas taraf çekilen üç köse yelken
FORA ETMEK Bir yere baglanmis olan halatin oradan çikartilmasi
[Sivil denizcilikte: MOLA]
FRISKA Bütün yelkenleri camadan vurmaksizin kullanilabilcek dercedeki sert rüzgar
FUNDO (FUNDA) Demirlemek için verilen komut
GABYA Ana direk ile babafingo çubugu arasindaki çubuk veya yelken
GAGA Demirin iki ucundaki tirnaklarin en uç kismi
GAMBA ALAMAK Halatin veya zincirin kendi etrafinda dönmesi veya burulmasi
GENOVA Flok yerine çekilen çok daha büyük flok
GERDEL Gemi ve teknelerde kullanilan tahta kova
GIZ Kiç direkteki kisa seren
GOMINA Mil uzunlugun 1/10 = 185 meter
GÖNDER Ince düz ve uzunca olarak çekilmis çubuklar. [Sancak gönderi, filika kanca gönderi, civadra gönderi]
GÖZ DEMIRI Bir gemide kullanilan ana demirler
GRADIN YAKASI Bir yelkenin yan kenarlari
GRANDI DIREGI Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk
GULET Brig'ten küçük iki direkli hafif armali pruvasi kabasorta armali, praçilaya benzer uskuna
GURCATA Bir direk üzerinde çanaklik kurmak için mauna kollari üzerine omurgaya aykiri olarak yerletirilen kollar. Yelken teknelerinde direkten inen istrelyalari açmak için kullanilan kollar.
GÜVERTE Gemilerde ve teknelerde bastan kiça kadar dösenmis tahta veya madeni platform döseme
GÜVERTE KAPLAMASI Güvertenin kaplanmasi için kullanilan malzeme
GÜVERTE HATTI Güvertenin bordadaki izdüsümü
HALAT Bitkisel sentetik veya çelikten yapilmis ve bükümlenerek çesitli kollarda biribirlerine sarilmis, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan
HALAT BOSA Demir atildiktan sonra demirin agirligini irgat üzerinden almak için çimalari güvertedeki mapalar bagli diger uçlarinda ceviz bulunan kisa halatlar.
HAMLA Kürek çekilirken küregin bir periyot içindeki mesafesi [Hamle]
HAMLACI Kürekli teknelerde serdümene en yakin kürekçi
HAVUZLUK Yelkenli veya kürekli bir teknede kiç tarafta topluca oturulacak yer.
HIRÇA MAPASI Zincirin zincirlikteki çimasinin omurgaya baglandigi kilit
HISA ETMEK Bir seyi yukari kaldirmak. [Hisa sancak, hisa kürek]
IRGAT Demir almada, halatlari dolayip gemiyi yanastirmada veya karaya çekmede kullanilan, hidrolik, elektirikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalistirilan yatay veya dikey mekanizma [Yatay ve manivela kuvvetiyle çalistirilanlar = bocurgat]
ISKAÇA Direk ve civadralarin alt baslarin alt baslarindaki topuklarin yerine oturmasi için açilmis olan yuva
ISKANCA Degistirmek [nöbet, vardiya, kürek]
ISKARMOZ Kürekli teknelerde küregin baglanmasi veya oturmasi için ay veya çelik seklindeki lumbar iskarmoz denilen aygitlar
ISKOTA Yelkenlerin iskota yakalarini kullanmak, yelkeni rüzgar ile doldurmak için halat - palanga donanimi
ISKOTA YAKASI Kabasorta yelkenlerde altyakalar; randa, pik veya floklarda alt geri köse
IÇ OMURGA Postalari [bir ahsap teknede] omurgaya daha siki baglamak için bastan kiça kadar uzanan ikinci bir omurga
IGNECIK Dümenin kiç bodoslamaya baglanabilmesi için, erkek ve disi olarak konmus olan mentese yada demir sac
ISKANDIL Denizin derinligini ölçmek
ISKANDIL KURSUNU Iskandil salvolarinin baglandigi agir kursun - agirlik
ISKANDIL SALVOSU Iskandil kursunlarinin baglandigi isaretli salvo
ISKARÇA Bir liman veya koy içindeki kalabalik tekne gurubu, karisik olarak demirlemis olan tekneler toplulugu
ISKELE Teknenin sol yarisi veya gemiye girip çikmak için kullanilan sürme veya inip kalkan merdiven
ISKELE TAVASI Iskelelerin alt ve üstünde girip çikmada ilk basilan platform
ISPAVLO Katrasiz kendirden yapilmis iki kollu sicim [kirnap]
ISTINGA Yelkenleri toplamak için kullanilan selviçe [Hareketli donanim]
ISTINGA ETMEK Yelkenleri toplamak
ISTRALYA Direk ve çubuklarin cundalarinda bas ve kiça dogru inen sabit arma, veya teknelerin postalarini bastan kiça kadar birbirlerine baglayan kusak
ISKAMPAVYA Harp gemilerinde personel tasimakta kullanilan motorlu büyük filika
KABASORTA ARMA Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köse yelkenli arma
KALASTRA Kuntra güvertelerin üzerine alinan filikalarin oturtulduklari agaç veya metal kürsü
KALOMA Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi. Bosluk ve rahatlik, tolerans, ölçülü
KALOMA ETMEK Zincir gerektiginde daha fazla salmak, [Kaloma vermek]
KANA RAKAMLARI Gemilerin çektikleri su derinligini göstermek için bas ve kiç dikmeler hizasina sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmis rakamlar. [Romen ve italik]

Yakamoz
17-05-2006, 16:56
KANDILISA Yelkenleri yukari kaldirmak için kullanilan halat.
Trinket ve maestra serenlerinin kandilisasi : Istrise
Gabya serenlerin kandilisasina : Manti
Flok ve randa yan yelkenlerin kandilisasina: Çördek /Mandar denir.
KAPELE MUSAMBA Pusla, dümen dolabi, kaporta, vinç gibi kisimlarin yagmur ve günesten korunmasi için yelken brandasindan yapilmis kiliflarin geçirilmesi için verilen emir.
KAPLAMA Postalarin üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar.
KAPORTA Gemi veya tekne içindeki kapilara ve güverteden asagi inis ve çikis merdivenlerinin üzerindeki kapali yerlere denir.
KARANFIL Pruva ve grandi diregicundalari arasindaki tel halat
KARAVELE KAPLAMA Içi kutrani disi armuz kaplama olan bir kaplama sekli.
KARINA Bir teknenin su altinda kalan islak kismi (dis kismi).
KARULA YAKASI Bir yan yelkenin direge yakin alt yakasi (kösesi).
KASA Halatlarin çimalarina açilmayacak sekilde yuvarlak sekilde yapilan ve dikisle emniyete alinan yuvarlak büyük halkalar.
KASARA Teknelerin bas orta ve kiç kisimlarinda güverteden daha yüksek olan güvertelere veya kisimlara denir.
KASTANYOLA Demir zinciri akarken durdurabilmek için irgat etrafina konan demir veya çelik serit çember (bir çesit fren balatasi).
KAVANCA Herhangi bir seyi bir taraftan diger tarafa geçirmek veya asirmak ya da bir yerden diger bir yere aktarmak.
KEMERE Güveretenin dösenebilmesi için posta uçlarini birlestiren enine (omurgaya dik) konan kisimlardir. (yarim oalnina ÖKSÜZ KEMERE denir).
KERTE Bir dairenin 32'de biridir. (11 derece 15 dakika).
KERTERIZ Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü miknatisi veya cayro pusla ile tayin etmek veya ölçmek.
KERYE Iki halti birlestirmek için veya halatin çimasina geçici kasa yapmak için [sadece madeni halatta] kullanilan civatali mengene
KIBLE Güney
KIÇ Teknenin geri tarafi
KIÇ BODOSLAMA Omurgadan kiç taraf kaldirilan dik kisim [Agaç veya maden]
KIÇ GÖNDERI Kiç tarafta sancak çekilmesi için dikilmis olan gönder.
KILIT 12,5/15 kulaç zincir uzunlugu veya iki kilit zinciri birbirine baglayan bir tarafi degirmi diger tarafi harbili bir cins zincir baklasi.
KINISTIN VALFI Gerektiginde bir tekneye denizden su almak için su kesiminden asagiya konmus ve gerektiginde uzaktan açilip kapatilabilecek valf.
KOÇ BOYNUZU Bas ve kiç omuzluklar ile mataforalarin üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanilan boynuz seklinde iki kulakli madenler.
KOL Flasalarin bir tarafa bükülmeisi sonucu halatta elde edilen elemanlar. Flasa gibi bütün halat boyundadirlar.
KOLTUK Bir teknenin aborda oldugu yere sikilmasi için bas ve kiç omuzluklardan verdigi halat.
KONTRA MIZANA DIREGI Mizana direginin gerisindeki direk
KONTRA OMURGA Ana omurganin asinmamasi için altina konan serit halindeki parça.
KONTRA TAVLON GÜVERTE Eski harp gemilerine ait bir güverte kati
KONTRATA MIZANA DIREGI Kontra mizanadan sonraki kiç direk
KÖRKAPAK Lumbuzlari içerden kapayan demir kapak
KUNTRA Iskota yakasina baglanan iki inceden birisi iskota olarak kullanildiginda digeri kuntra olur. Kontra kontr kelimesinden gelme olup, karsi-zit-yedek anlaminda kullanilir.Kuntra omurga, bodoslama-grandi-güverte gibi Kuntra flok-kuntra mizana ve benzeri.
KURT AGAZI Içinde halat geçmesi için güverte üzerinde bas ve kiç omuzluklarina monte edilen demir yastiklar.
KUTRANI KAPLAMA Ahsap diagonal (çapraz) kaplama
KÜPESTE Güverte üstündeki borda kaplamasi.
KÜREK LUMBARI Askeri filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtulduklari oyuk yerler (küpestede takazlik tahtasinda).
LAÇKA Bosver, bosalt, bosalmis gevsemis anlaminda.
LALE HALATI Dümenlerin denizli havalarda düsüp kaybolmamasi için dümen yelpazesinden geçip teknenin kiçina baglanan bir ince savlo.
LARMO Floklarin açildigi istralya. ( Bazen flok larmosu da denilir).
LAVA ETMEK Bos al ve ger anlaminda bir emir. (Bosunu al)
LAVRA DELIGI Bir teknenin içindeki suyu askiya alip bosaltmak için açilmis delik. (Genellikle kiç tarafta havuzlugun altindaki kruzlu yerde).
LIF Nebati halatin yapildigi malzemenin en ince parçasi
LIGA CAMADAN Yelkeni küçült, camadana vur demektir.
LIMBO Bir seyin bir taraftan diger tarfa aktarilmasi. (Marmara etmek sadece sivi içindir.)
LIVAR Balikçi teknesinde baliklarin taze kalmasi için alt tarafi denizle ilgili tahta havuz.
LOÇA Demir zincirinin akmasi için açilmis deliklere geçirilmis madeni oluk.
LOKMA Zincirin baklalarinin ortasina takviye için konmus parça.
LUMBARA AGIZI Gemilere girip çikilan bordada açilan dört köse kapak.
LUMBUZ Gemideki pencerelere verilen isim.
MANIKA Bir teknenin alt kisimlarina güverteden asagiya dogru havalandirma için konulan genis boru.
MAPA Sabit halka.
MARTIN DEMIRI Çipo ve kollari ayni düzeyde ve kollari da beden etrafinda dönebilen bir sistemdeki demirdir.
MASTALYA Tahta legen.
MASTORI POSTASI Bir teknedeki en genis posta.
MATAFORA Teknelerde veya sahilde filika veya botlarin asilabilmesi için uçlarinda palanga bulunan aygit.
MATAFYON Yelken ve tentelerin delik açildiginda yirtilmamasi için delik etrafinin takviye edildigi aleminyum veya halat yassi halka.
MAYNA ETMEK Asagi indirmek (agir agir).
MEME Demir kollarinin demir bedenine birlestigi noktanin alt kismi.
MEZESTRE Yariya kadar indirmek.

Yakamoz
17-05-2006, 16:58
MIL [Deniz mili] Denizdeki uzunluk ölçüsü. (6080 feet = 1852 mt)
MIZANA DIREGI 3 direkli bir yelkenli gemide en kiçtaki direktir.
NETA Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli anlamina gelir.
NEVCET Hamak sarilan incelere denir.
OMURGA Bir teknenin postalarinin üzerine oturtulup baglandigi ve bastan kiça kadar devam ettigi agaç/madeni parçalardir. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur.
OMUZLUK Teknenin bas ve kiç tarafindaki 45 derecelik açi civarindaki istikamet.
ORSA Yelkenleri elden geldigi kadar rüzgarin estigi tarafa yaklastirarak seyretmek. (Orsasina seyir)
ORSA YAKASI : Bir yelkenin direk tarafindaki veya rüzgar üstü tarafindaki yakasidir.
ORSA ALABANDA EGLENMEK Rüzgari bordaya alarak, yelkenleri birbirinin aksine alip tekneyi yolundan alakoyup vakit geçirmektir.
ORSA ALABANDA TRAMOLA Teknenin basini rüzgara alip bir kuntradan diger kuntraya geçmektir.
ORSA HALINDE Bir teknenin mümkün oldugu kadar rüzgarin estigi cihete yakin seyredisi.
ORSA PUPA ÇEMBERI Bumbanin cundasina yakin ve iki tarafinda da mapa bulunan madeni çember.
ORSADA KAZANMAK Bir teknenin orsa seyrinde az düsme yapip istedigi tarafa gidiste kazanmasi.
ORSAYA KAÇMAK Bir yelkenli teknenin devamli olarak bas tutamayip rüzgar üstüne kaçmasidir.
ÖKSÜZ KEMERE Kemerenin ortadan kesilmis olarka yanda kalan kisimlari.
PALAMAR Gemilerin rihtima veya iskeleye baglanmasinda halattan daha kalin yomalara verilen isim.
PALANGA Bir halat ve anaz iki makaradan olusan kaldirma mekanizmasi
PALAVRA GÜVERTE Eskiden harp gemilerinde toplarin bulundugu güverte
PATALYA 1-3 çifteye kadar kürekli ahsap teknelere harp gemilerinde verilen isim.
PATRISA Çubuklarin baglanmasi için cundalarindan asagi ve geriye dogru inen ve tekneye baglanan sabit arma
PIK Giz veya serenlerin üzerine açilmis üç köse yelken.
PIK YAKASI Bir yan yelkeninin üst ve kösedeki yakasidir.
PIYAN Bir halatin çimasinin açilip dagilmamasi için çomasina ispavlo veya gircila ile yapilan bir çesit dügüm sekli.
PORTUÇ Alet edevat veya boya gibi sair seylerin saklanmasi için kullanilan dolap veya kamara gibi yerler.
POSTA Üzerine kaplama tahtalarinin [veya saçlarin] tespit edildigi agaç veya maden egriler [kaburga]
PRUVA Bir teknenin ön tarindan ileri istikameti.
PRUVA DIREGI Birden çok direkli teknede ba taraftaki ilk direk.
PUNTEL Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek veya güverte üzerindeki vardevelalarin tutmak için güverteye dik olarak konulan demir çubuklar.
PUSULA Rota istikametlerini gösteren, kerteriz alip mevki konmasina yardim eden miknatisi veya cayro devvaresi ile çalisan seyir aletidir.
PUSULA KARTI Pusula ibrelerinin üzerine oturtulmus derece veya kerte taksimati bulunan daire seklinde bir karttir.
PUSULA MIHVERI EKSENI Pusula kartinin merkezinin oturdugu ucu sivri bir ignedir.
PUSULA TASI Miknatisi puslalarda pirinç veya bakirdan yapilmis (manyetik etkisi olmamasi için) yarim küre biçiminde içi bos bir tastir.
PUTA Koymak, donatmak (puta kürek).
RADANSA Halatlarin çimalarinda kasa yapmakta kullanilan madeni halka biçimindeki malzeme
RANDA YELKENI Yelkenli bir teknede en geriye açilan yan yelkeni.
RODA Kullanilmamis, açilmamis nebati halat sargisi.
ROTA Geminin üzerinde gittigi çizgi.
RUBA ETMEK Yelkenle rüzgari basa alarak tekneyi geriletmek
RÜSVET GÜVERTE Yolcu gemilerinde filikalarin üzerine oturtuldugu kalastralarin bulundugu güverte.
RÜZGAR ALTI Rüzgarin estigi yönün aksi.
RÜZGAR YAKASI Bir yelkende rüzgarin estigi taraftaki yaka.
RÜZGARÜSTÜ Rüzgarin estigi yön.
SAFRA Bir teknede denge saglanmasi için sintinesine konan agirlik.
SAGANAK Rüzgarin eserken birdenbire siddetli esmesi.
SALMA Bir teknenin rüzgara veya akintiya bagli olarak dönmesi
SALMA OMURGA Yelkenli bir teknede içerden indirilip kaldirilan madeni veya agaç levha.
SALPA Demirin deniz dibinden kurtulmasi, agirligini zincire binmesi.
SANCAK Bayrak veya teknenin sag yarisi, sag tarafi
SANCAK ALABANDA Dümenin sancak tarafa dogru en çok basilabilmesi için verilen emir.
SANCAK GÖNDERI Kiç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmis gönder.
SARAVELE Yelkenin sarilmasi için verilen komuta denir.
SAVLO Sancak çekmek için kullanilan 1,5 burgatalik ince halat
SELVIÇE Yelkenli bir gemi armasindaki hareketli halatlar.
SEREN Direkler üzerinde yelken açmak için ve isaret çekmek için yatay olarak baglanmis gönder.
SEREN YAKASI Yelkenlerin derene bagli üst kisimlari. (matafyon yakasi).
SIG SU Denizin (genellikle sahil kismina yakin) herhangi bir kisminda teknelerin seyretmelerine uygun olmayacak sekilde az su bulunan pek derin olmayan yerlere denir.
SILYON FENERI Gece ve karanlikta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarinda yaktiklari ufkun 20 kertelik bir sahasindan berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran daha asagida olan fenerlerdir. (Beyaz renklidirler).
SINTINE Bir teknenin su altinda kalan islak kisminin iç tarafidir.
SIS ISARETI Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarini belirtmek üzere düdükle verdikleri isaret.
SIS KAMPANASI Demirde veya samandrada yatan gemilerin siste mevkilerini belirtmek için çaldiklari kampana

Yakamoz
17-05-2006, 16:58
SIYA Kürek çekerekn tekneyi geriye itmek için verilen komut.
SOGRA [SOKRA] Armuz kaplamada, kisa gelen kaplama tahtalarinin uçlarinin birlestigi yerdeki çizgi.
SUGA ETMEK Vira edip sikistirmak. (Suga kastanyola, suga civata vb).
SU HATTI Teknenin gövdesinde islak yüzeyle kuru yüzeyi arasinda meydana gelen çizgi.
SÜBYE ARMALI Direklerinde seren yelkenleri olmayip sadece yan yelkenleri bulunan tekneler.
SÜLYEN Yeni konan yada raspa edildikten sonra temizlenmis olan çelik veya demir saçlar üzerine koruyucu bir astar olarak sürülen genellikle kirmizi renkteki boya
SÜRME OMURGA Salma omurga da denilebilir. [Ana omurga bedenine açilan bir yariktan asagi yukari hareket ettirilebilen tahta veya madeni levha seklindeki omurga olup yelkenliteknelerde yelkenle seyir aninda devrilmemek veya rüzgar altina düsmemek için kullanilir]
SAPKA Direklerin üst uçlarina geçirilmis yuvarlak tabla
SEYTAN ÇARMIHI Iki halat arasina agaç basamaklarla yapilan bordadan sarkitilan merdiven
TALVEK HATTI Bogazlarda ortadan geçtigi varsayilan hat
TARAK GEMISI Limanlari ve geçitleri derinlestirmek için kepçeli olarak yapilmis özel gemi
TAVA Borda iskelelerinin altinda ve üstünde durulacak yer [Iskele tavasi]
TAVLON GÜVERTE Çok güverteli gemilerin üsten itibaren asagiya dogru besinci güvertesi.
Eski harp gemilerine ait bir güverte kati
TAYFA Ticaret gemilerindeki gemiciler
TENTE Güverteyi yagmur ve günesten korumak için güverte üzeriene açilan branda veya baska bir malzememden yapilmis örtü
TENTE OMURGASI Tentenin orta kismina ve altina konulan agaç
TERSANE Gemi yapilan fabrika, tezgah veya sanayi merkezi
TIRENTI Bir halatin çekilen çimasi
TIRNAK Demirin kollarinin ucundaki tirnak seklindeki kisim
TOKA ETMEK Bir seyi yerine kadar kaldirmak [Sancak toka etmek, isaret toka]
TRAMOLA Yelkenle seyirde rüzgarin bir kontradan diger kontraya önce pruvanin geçmesi ile yapilan dönüs
UÇKURLUK Bir sancagin direk veya rüzgar üstü tarafindaki yakasindaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli serit. Bu taraftaki yakaya uçkurluk yakasi ve içinden geçirilen ve iki ucunda da kanca bulunan salvoya da uçkurluk salvosu denir.
USKUNA Pruva diregi kabasorta armali, grandi diregi sübye armali iki direkli yelkenli tekne
USTURMAÇA Bir birinin üzerine veya rihtima yanasan teknelerin bordalarinin göçmemesi veya boyalarinin bozulmamasi için araya koyduklari agaç,i lastik, plastik veya halatlardan yapilmis olan, balon, silindir biçimindeki yastik.
VARAGELE Iki nokta arasinda gerilmis olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bagli sepet veya iskemle donanimli insan ve esya tasimak için kullanilan donanim.
VARDAVELA Teknelerin küpestelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunmasi için dikilmis bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmis demir veya agaç tiriz.
VARDAVELA PUNTELI Küpestelere konmus olan agaç veya demir sabit veya yatip kalkan punteller.
VARIL Mancana büyüklügündeki madeni fiçi
VELEDIBARKA Firtinali havalarda pruva ana istrelyasi üzerine açilan flok.
VELEISTRALYE YELKENI Pruva direginden sonra gelen direk üzerine açilan yan yelkenin sereni
VELENA Direkler arasindaki istrelyalar üzerine açilan üçgen seklindeki yelkenler.
VENTO Bumbalari ve mataforalari bir taraftan diger tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarindan alinan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da baglanir.
VINÇ Gemiye yük alip vermede kullanilan, ambar agizlarina yakin olarak konmus hidrolik - elektirk veya istimle açilan makineler.
VIRA Vidayi, civatayi, irgat veya vinci çevirmek sarma yönünde verilen komut.
VIYA Gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.
VOLTA Bir halatin babaya veya biteye bir kez dolastirmak
VOLTA ALMAK Halatin veya demir zincirinin biribirine dolasmasi
YAKA Yelkenlerin köselerine ve yakalarina denir.
YAKAMOZ Su içinde isik biriktirebilen tekhücrelilerin total yansima halinde isildamasi
YALPA Teknenin sancaktan iskeleye, iskeleden sancaga dalgalarin bordadan alinmasi ile sallanmasi
YALPA OMURGASI Teknelerin yalpalamasini azaltmak için karina kismina bastan kiça dogru uzunan omurga biçimindeki çikinti.
YAN YELKENLER Yarim serenler ve gizler üzerine açilan yelkenler ile flok ve valenalar
YARIMOTURAK Kürek çekerken ayak dayanilan agaç puntal [yatay]
YASLAMAK Bir teknenin harket kabiliyetini kaybederek, akinti veya rüzgar etkisi ile bir rihtima veya baska bir tekne üzerine düsmesi
YEKE Dümen basina takilip dümenin istenilen tarafa basilmasi için kullanilan demir veya agaçtan yapilmis kol.
YELPAZE Dümenin su içindeki en genis kismi
YOMA Genellikle kalin halatlara denir.
YÜRYA Bir palanganin tirentisini veya bir halatin elle çekerken üzerine yatarka mola vermeksizin çekmek
ZINCIR MAKINASI Zincirlik ile üst güverte arasinda zincirin arasindan geçtigi madeni boru.
ZINCIRLIK Teknelerin bas tarafinda basaltinda demir zincirlerinin muhafaza edildigi yer.
ZIRH GÜVERTE Eski zirhli harp gemilerinde mermilerin delip geçmemeis için konann çelik güverte
ZOKA Uç tarafinda sarimsak dilimi biçiminde kursun bulunanan bir çesit balik iginesi [olta]

KAYNAK: www.yelkenokulu.com/enokulu.com

Akın52
25-09-2006, 14:00
SÖZCÜKLERİN ANLAMI

Abaşo : Aşağı indir, bekle, tut şeklinde emir.
Abis : Denizde sekiz bin metreyi geçen derinlik.
Aborda : Bir teknenin başka bir tekneye yan vererek yanaşması.
Ağ : İplik veya telden kafes şeklinde yapılmış av aracı.
Ağ Çırpmak : Ağın temizlenmesi için yakalarından tutularak çırpılması. Daha çok deniz üzerinde, sandalda yapılır.
Ağ Gözü : Dört düğüm arasındaki açıklık. Tutulacak balığın cinsine göre büyüklüğü olur.
Akyem erisi beyaz olan izmarit, istrangilos, istavrit, uskumru gibi balıklardan elde edilen yem.
Alabanda : Dümenin alabildiğine sağa, ya da sola döndürülmesi. Alabanda İskele denilince, dümen alabildiğine sola, alabanda sancak da ise sağa döndürülür.
Alarga : Açıktan geç, yaklaşma.
Alarga etmek : Açık denize çıkmak, engine açılmak.
Alesta : Hazır ol komutu.
Altıparmak : Palamutun dört yaşında olanına verilen ad.
Alyanak : Çipuraya Marmara'da verilen ad.
Anavasya : Göçücü balıkların Akdeniz’den Karadenize çıkması.
Ançuez : Özellikle hamsi ve sonra çaça, sardalya, tirsi balığından yapılan tuzlu ve yağlı balık ezmesi
Anele : Daha çok gemilerde bulunan, demir bir bedenin ucuna takılan demir halkaya verilen ad. Bu halkalara çımalar bağlanır.
Anele Bağı : Bir halatın çımasını aneleye bağlama işi. Halkanın içinden iki kez geçirilen çıma, kendi bedeni üzerinde dolaştırılıp, iki halkanın (voltanın) içinden geçirilerek boşu alınıp yapılan bağ.
Apazlama : Yandan gelen rüzgar.
Apiko : Zincirin toplanıp harekete hazır olması.
Argonat : Bir tür mürekkep balığı.
Arktik : Kuzey kutbu ile ilgili.
Avara : Gemiden veya kıyıdan açık olmak. Bağlı bir teknenin bağlı olduğu yerden açılması.
Baderna : Halat sargısı.
Balık kırgını : Sularda ısının aniden düşmesi nedeniyle balıklarda görülen baygınlık hali. Bu durumda olan balıklar kıyılara sürüklenir. Balık karaya vurdu deyimi bu olaydan kaynaklanır. Balıkçı Bağı : Halatların ya da misinaların, aneleye (halkaya) bağlanması, ya da kopuk bir misinanın veya halatın birbirine eklenmesi için balıkçıların kullandığı bir düğüm şekli. Halkaya bağlanmak, aneleye bağlanmakta anlatıldığı şekildedir. Kopuk çıma veya misina, uçları yanyana getirilip birbiri üzerinden iki volta atılıp, uçlar voltanan içinden geçirilerek yapılan bir düğüm şeklidir. Çözülmesi imkânsızdır.
Baştan kara : Teknenin başını karaya çekerek yanaşma.
Beden : Mantara bağlı oltanın ucuna bir fırdöndü vasıtasiyle bağlanan ve kalınlığı, oltanın kalınlığından küçük olan misina.
Ben : Oltaya veya tuzağa konan yem. Buna Masara da denir.
Biz : Mersinbalığı türü.
Bodoslama : Teknelerde burnun ve kıçın ucuna yerleştirilen ağaçlar.
Bodoslama demiri : Kayıkların altından, baştan kıça kadar uzanan demir. Bu demir kıçtan başlayıp kayığın burnuna kadar gelir, kayıkların karaya çekilirken altının aşınmasını önler. Bodoslama deyimi, kayığın burnu anlamında da kullanılır.
Bohça : Oltanın bağlı olduğu mantarın etrafında dönerek düğümlenmesi.
Borda feneri : İskele ve sancakta bulunan yeşil - kırmızı seyir feneri.
Bozyel : Lodos.
Çavalye : Tutulan balıkların içine konulduğu yayvan sepet. Sazdan, telden, tenekeden olabilir.
Çelikbeden : Dişleri keskin, yırtıcı balıkların olta takımında iğneden sonra takılan 15-20 cm. uzunluğunda çelik tel. İki ucunda birer fırdöndü bulunur.
Çıma : Halat ucu.
Çombalak : Balığın sudan havaya fırlaması. İçsularda sazan, turnadan kaçarken, alabalık su üstündeki bir böceği kapmak isterken, denizde büyük balıklar küçük balıkları kovalarken görülen bir olaydır.
Çopurina : İzmarite benzeyen bir balık.
Çolun : Balıkçıların kullandığı ağ kepçe.
Çopra : Balık kılçığı.
Curum : Sürü halinde gezen palamut ve torik gibi balıkların gene sürü halinde gezen hamsi, gümüş, uskumru gibi balıklara saldırarak bu sürüleri kıyı ve sığ bölgelere sıkıştırması.
Çuka : Mersinbalığı türü
Defne Yaprağı : Lüferin en küçüğü.
Deniz Tilkisi : Köpekbalığı türünden sapan balığının adı.
Diplarya : Pisi balığının küçüğü.
Erdişi : Yumurta ve spermin aynı balıkta bulunması.
Falyanos : Balina ya da Kadırga balığı, Yunus balığının büyük bir cinsine de bu ad verilir.
Fangri : Mercan balığı türü.
Fanon : Balinaların çenelerini baştan başa kaplayan püskülümsü dişler. Bunlar balinaların çok küçük balıklar dışında başka balık yutmalarına engel olurlar.
Faş Tahtası : Sandalların döşemesini oluşturan tahtalar.
Filet : Derinliği aynı olan sığ sular.
Frişka : Mutedil rüzgâr, saniyede 5-10 metre hızla eser.
Gaco : Palamut yavrusu.
Ganbut : Kefalin küçüğü
Gaya : Gelincik balığına Musevilerce verilen başka bir ad.
Günindi : Batı.
Heyamola : Denizcilerin halat veya kürek çekerken, bir palangayı açıp uzatırken, birbirlerini gayrete getirmek için hep birlikte söyledikleri (ha gayret, haydi çek) anlamında bir sözcük.
Hırsız : Zokolara bağlanan ve ucunda iğne bulunan köstek.
İğne : Olta takımının ucuna bağlanan ve üzerine yem takılan, galvenizli, damaklı madeni çengel.
İğne iğne : Çapari oltasının her iğnesine balık gelmesi.
İlmek : Düz düğüm.
İlarya : Platerinanın (kefal) küçüğü.
İskandil : Oltanın dibe gitmesi, ya da yüzmemesi için iğneden sonra takılan kurşun ağırlık. 150-300 gr. ağırlıkta olur.
İskarmoz : Küreklerin takıldığı tahta veya demir kazıklar.
İskele : Geminin sol tarafı.
İskele Babası : Halatları bağlamak (volta etmek) için gemilerde, ya da iskelelerde bulunan ağaç veya demirden yapılmış, silindir şeklinde, kısa dikme.

Akın52
25-09-2006, 14:00
İskorçila : Voli yaparken kullanılan bir tür ağ.
İskota : Yelkenleri bağlamaya yarayan zincir, halat veya palanga.
İsparoz : İspari.
İspendek : Levreğin küçüğü.
İspermeçet : Balinaların başından çıkan ve mum yapımında kullanılan beyaz renkli bir yağ.
İsporka : Bir geminin salgın hastalık nedeni ile karantinaya alınması.
İstinga : Gırgır ağlarının kurşun yakasındaki halkların içinden geçip vinçle çekildiğinde ağın tor kısmının torba halinde tekneye alınmasına yarayan çelik tel.
Kakıç : Büyük balıkları sandala almaya yarayan ucu damaklı kanca.
Kalinos : Levreğe benzer, dere balinası da denilen bir tatlı su balığı.
Kancur : İzmaritin küçüğü.
Kanal : Dipleri düz olan denizlerde, dip akıntıları nedeni ile oluşan bölge.
Kasa : Bir misinanın ucunu ikiye katlayarak kendi bedeni üzerinde düğümlenip yapılan bağ. Kasaya fırdöndü veya beden bağlanır.
Kasara : Küçük güverte.
Katavasya : Isı düşmesi sonucu göçücü balıkların Karadeniz’den Marmara’ya inmesi.
Kekemoz : Küçük kabukluların birleşerek kumluk mahallerde meydana getirdikleri bir tür mercan topluluğu.
Kerteriz : Sandalın bodoslama demiri ve kıyıdaki iki sabit cismin üstüste getirilmesi ile saptanan yer bulma yöntemi.
Kraça : İstavritin küçüğü.
Kıçtankara : Teknenin kıçını karaya çekerek yanaşma.
Kırtıl : Telden ya da sazdan yapılan, dökülmez hokka prensibine göre düzenlenmiş balık tutma aracı.
Kıstırma : Bazı tür oltalarda, fırdöndüler üstüne takılan kurşun levhalar. Ağırlıkları 30-40 gr. olur.
Kıta Sahanlığı : Kıyılara yakın deniz bölgeleri.
Kızartı : Sürüler halinde gezen hamsilerin, büyük balık görünce birbirlerine sokulurken pul dökmelerinden meydana gelen bulanıklık.
Kocakarı soğuğu : 11-19 mart arasındaki şiddetli soğuklara denir. Kışın son soğuklarıdır. Eski dilde: Berd-el-acuz. Berd, soğuk; acuz, kocakarı anlamındadır.
Koloridya : Kolyozun küçüğü.
Köstek : Bedene bağlanan 10-25 cm. arasında değişen misina. Köstek ucuna iğne bağlanır.
Kötekbalığı : Minekopun diğer adı.
Kulaç : Balıkçıların uzunluk birimi olarak kullandıkları deyim. Gerilerek açılmış iki kolun parmak uçları arasındaki uzunluk. Yaklaşık 1.66 m. olarak kabul edilir.
Kullanmak : Büyük balıkları alırken, oltanın boşlanıp tekrar çekilmesi.
Lidaki : Çipuranın küçüğü.
Lipari : İri uskumru.
Litorina : Bir tür deniz kabuklusu.
Litrinos : Mercan balığının küçüğü.
Livar : Balıkların canlı kalması için, sandal içinde ya da dışarda bulunan bir tür küçük havuz.
Mangır : Mercan balığının yavrusu.
Manika : Ambardan güverteye açılan baca.
Mavriko : Uskumrunun en küçüğü.
Mavruşkil : Eşkine'ye verilen başka bir ad.
Mayna : İndirmek.
Meramet : Ağların sakata gelmesi ile yırtılan ağ gözlerinin iğne adı verilen tahta veya plastik bir araç ile onarılması.
Metafora : Filika veya demirleri asmak için kullanılan gemi elemanı.
Mırmır : Çitari balığı.
Neritel : Denizlerin çekilmesi ile meydana gelen yurtlanmaya elverişli bölge.
Neritik : Sığ deniz.
Notilus : Mürekkep balığı türü.
Olta : Mantara bağlı misinaya verilen ad.
Olta takımı : Olta, beden, köstek, iğne ve iskandillerden oluşan balık tutma aracı.
Orkoz : Bir akıntının kıvrılarak aksi istikamete gitmesi.
Orsa : Yelkenleri, mümkün olduğu kadar rüzgarın geldiği yöne çevirerek gitmek. Eş anlamı: Rüzgarüstü.
Pabuç : İzmaritin büyüğü.
Palavra : Yolcu gemilerinde üst güvertenin altındaki güverte.
Paçoz : Kefale verilen başka bir ad.
Peçuta : En büyük palamut türü.
Peleme : Altı düz kayık.
Plankton : Denizlerde yaşayan mikroskopik canlılar.
Platerina : Kefal türü bir balık.
Pruva : Teknelerin ön tarafı, baş kısmı.
Pruva rüzgarı : Baştan esen rüzgar.
Sakata gelmek : Ağların batıklara, kayalara, kekemoza takılarak yırtılması.
Sarıkanat : Lüferden küçük, çinekoptan büyük lüfer türü.
Sancak : Geminin sağ tarafı.
Sekstant : Yer bulmak için güneş, ay ve yıldızların ufuklarla olan açısını saptayan alet.
Sinara : Büyük zoka.
Sivri : Toriğin büyüğü.
Subya : Mürekkep balıklarının mürekkebe benzeyen sıvısı olan türü.
Şip : Mersinbalığı türü.
Teke : Daha çok deniz kıyılarındaki su birikintileri içinde yaşayan çok küçük boy karides.
Tekgöz yem : Balığın ağzından kuyruğa kadar kesilerek ikiye ayrılmış yemi.
Tırlamak : İğneye yakalanan lüfer balığının kurtulmak için yaptığı sert hareketler.
Topuk : Denizdeki lokal sığlıklar.
Tıramola : Yelkeni bir bordadan öbür bordaya almak. Eş anlamı KAVANÇO.
Vardavela : Teknelerde, denize düşmeyi engellemek ve tutunmak için teknelerin etrafına çekilen teli tutan demir ayaklar.
Viya : Dümeni ortaya alarak gemiyi bulunduğu doğrultuda yürütmek için verilen emir.
Voli : Fanyalı ağlarla ağın bir ucu kıyıya, bir ucu da açığa uzatılarak hilal şeklinde dökülüp toplanması.
Volta : Bir misinayı, ya da bir halatı kendi üzerine veya başka bir yere bir kere dolamak.
Vonoz : Palamutun yavrusu; Uskumru yavrusu.
Yaka : Ağların alt ve üst kenarları. Kurşun takılı yakaya kurşun yakası, mantar takılı olanada mantar yakası deniz.
Yaprak yem : Akyem balıklarından çıkarılan fileto halindeki yem.
Zindandelen : Palamutun büyüğü.
 
  Bugün 1 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol